Yangın Escort Kartal olarak konutta geçen bir günün akşamından herkese selam olsun! Ben hep bir kitap yazmak istemişimdir. Herhangi bir cinsten yazmak istiyorum. Bilim kurgu, olağanüstü, aşk… Ama ne yazık ki kitap yazmak hep bir tutku olarak kaldı benim için. Hiçbir zaman bir kitabı bütün olarak tamamlayamadım. Bir kısmı tamamlayıp okuyunca “Burada bir şeyler noksan!” diyorum ve arzum kaçıyor, vazgeçiyorum. Oysaki kendimce çok özgün fikirlerim var. Dışarıya çıkınca kesintisiz hikaye üzerinde düşünüyorum ve yeni şeyler üretiyorum. Kafamda olayları canlandırıyorum. Oluşturduğum her şahsiyete kendimden bir parça veriyorum.
Bazı zamanlar şahsiyetin kendisi oluyorum. Tamamlarsam bastırmayı tasarlıyorum. Belki ilerde bir sinema filmi ya da çok beğenilen bir televizyon dizisi olur diye hayaller kuruyorum. Ne kadar da hoş olurdu. Fakat düşüncelerimi kaleme dökmekten çekiniyorum. “Ya hoşlanmazlarsa ya bir yanılgıyı varsa” diye yayımlamaktan çekiniyorum. Bu her noktasının yanılgısız olmasını istediğimden dolayı mı böyle öğrenmem ama hiçbir adım atmamamın bir açıklamasını bulamıyorum. Bazen içimde kitap yazmak için durduk yere bir istek oluşuyor ama yazmaya koyulduğumda hemencecik bu isteğim sönüveriyor.
Yangın Escort Kartal Fiziğim Herkese Taş Çıkarır
Escort Kartal olarak hikayenin ilk tümcesini yazamıyorum. Yazsam dahi sevmiyorum ve yeni baştan yazıyorum. Kurguyu daha evvelden hazırlasam dahi yazıya geçireceğim zaman rastgele yazıyorum ve o anda usuma gelen şeyleri yazıyorum. Bazen yazarken daha evvelden kafamda olmayan bir kurguyu dahi ilave edebiliyorum. Fakat her şeye karşın bu yaz yazmaya geri döneceğim. Kitabın mevzusunu ve olay örgüsünü planlamaya başladım dahi. Reelinde içimdeki hiçbir şey yapmama isteği yalnızca kitap yazmak istediğimde belirmiyor. Bir Hayli şeyde ben böyleyim.
Mesela canım film seyretmek istese birkaç dakika izler vazgeçerim. İzlesem dahi kesintisiz kaç dakika kaldı diye ikide bir ekrana bakarım. Dışarı çıkmak isterim, çıkmam. Ders çalışmak isterim, çalışmam. Giderim onun yerine telefonla uğraşır ya da televizyon izlerim. Hani her insanda bir şeyi yapmak için pazartesiyi beklemek gibi bir mizaç vardır. Hatta bunun için çok klişe bir söz vardır: “Yeni hafta, yeni başlangıçlar…” Hepimiz böyle diyoruz ama yapanımız çok azdır. Bir şeyi beklemek için neden yeni bir hafta, ay ya da sene bekliyoruz ki? Tamam, koşullar bunu gerektiriyor olabilir. Kışın denize girmezsiniz. Bunun için yazın gelmesini, havaların ısınmasını beklersiniz.
Koşul Şurt Yok Artık
Burada bir koşulun asıllaşması gerekir ama misalin yapacak herhangi bir tasarınız yoksa neden “pazartesi” başlamayı tasarladığınız sporunuza şimdiden başlamıyorsunuz ki? Zira şayet şimdi kalkıp yapmazsanız daha sonra yapmanız da güçleşecek. Bunları söylüyorum ama her birini bizzat kendim de yapıyorum. Mesela birkaç gün evvel tamamlamam gereken bir kitabı bugün hala okuyorum ve bugün de tamamlayamayacağım gibi duruyor. Ama benim haklı bahanelerim vardı. Bunun yanı gizeme sevinci nedenlerle okumadığım zamanlar da vardı. Kartal Escort olarak dediğim gibi ben de kesintisiz erteleyen tayfadanım. Bunları kendime bir andırdırma olarak söylemek istedim ama uyabilir miyim? Pek öğrenemiyorum sarihçesi.